Monday, March 19, 2012

Su Banyosunda Peykek

En son ne zaman peykek yapmistim inanin hatirlamiyorum. Iste uzun bir aradan sonra size ricotta, krem peynir ve eksi kremanin birlikte kullanildigi bir tarif... Yalniz Turkiye'de denemek isteyenleriniz, malzemeyi kolaylikla temin edebilecekler mi, dogrusu ben de bilmiyorum. Bulunmuyorsa eksi krema yerine suzme yogurt kullanabilirsiniz. Ricottayi evde yapmak zor bir is degil. Yerine lor da kullanilabilir ama bir tarifte iki malzemenin asli yerine muadilleri kullanilinca, sonucu garanti edemiyorum.

Bu peykekin farkliligi sicak su banyosunda, ufak kaliplar icinde pismesi. Kaliptan cikarken biraz sekilleri bozuldu ama, dokulari yumusak ve nemli oldugu icin, bicakla rotus butun hasari kapadi. Ricotta ile yapilan peykekler biraz daha hafif oluyor. Bununla birlikte kendine ozgu hafif puturcuklu bir doku da veriyor ki, tercih sebebi olabilecegi gibi, hosa gitmeyebilir de... Uzun lafin daha kisasi, yumusak, hafif puturlu kremimsi dokuda peykekleri seviyorsaniz, denemek isteyebilirsiniz. Tarif, Steven Wheeler'in Book of Cheesecekes kitabindan cevrildi.


  • 6 yemek kasigi cilek, ahududu, karadut veya bogurtlen marmeladi
  • 114 g yumusak krem peynir
  • 1/2 bardak ricotta, suzgecten gecirilmis olacak
  • 1/3 bardak eksi krema ya da suzme yogurt
  • 1/2 limonun rendelenmis kabugu ve suyu
  • 1 yumurta
  • 3 yemek kasigi seker (tadarak daha fazlasini ekleyebilirsiniz)
  • Suslemek icin nane yapraklari
Firininizi 175 C ye on isitin. Alti minik sufle kabinin altina birer kasik marmelat koyup, yayin. Kaplari derince bir firin tepsisine yerlestirin. Bir yandan da sicak su banyosu icin bir tencerede su isitin.

Mikserinizin kasesinde, krem peynir, ricotta, seker, eksi krema, yumurta, limon kabugu rendesi ve suyunu, sadece malzeme butunlesinceye kadar cirpin. Peynirli karisimi kaliplara esit olarak bolusturun. Firin tepsisini, yuksekligi kaliplarin ortasina gelecek sekilde kaynar su ile doldurun. 35 dakika ya da peykeklerin ustu ancak kabuk baglayana kadar pisirin. Firindan dikkatlice cikarin. Yine itina ile, kendinizi yakmadan kaliplari su banyosundan alin ve sogutun.

Kaliplardan cikarmak icin, ince keskin bir bicakla kalibin kenari boyunca giderek, peykeki kaliptan ayirin ve servis tabagina ters cevirin. Hasar olursa, temiz bicakla rotusleyin. Nane yapraklariyla susleyerek servis yapin.

4 Comments:

Blogger Berfin Kucur said...

Yurtdışındakiler çok şanslı gerçekten. Kremalar için müthiş hazır soslar ve malzemeler var. Türkiye de bunların çoğu yok. Klasik kremşantiler, labneler var. Bir an önce Türkiyede de satılmasını diliyorum :)))))

3/22/2012 08:25:00 AM  
Blogger zinnur said...

Berfin, hazir soslar icinde genellikle koruyucu maddeler oluyor; az kullanmakta fayda var. Malzeme acisindan yurt disina kiyasla zugurt oldugumuzu zannetmiyorum. Problem benim yurtdisinda yasayip, Turkce bir blog yapmaya calismam. Bu nedenle yabanci tarifleri Turkiye'ye uyarlamakta zorluk cekiyorum.
Sevgiler..

3/22/2012 08:37:00 AM  
Blogger EMİNE said...

Sevgili Zinnur ne yapmış diye buraya geliyorum eliboş dönmüyorum. Ellerine sağlık. Bu arada "yabanci tarifleri Turkiye'ye uyarlamakta zorluk cekiyorum" demişsin ya ona katılmıyorum, burada o malzemelerden yoksa muadilleri ile ilgili bilgi veya dipnot muhakkak veriyorsun çünkü. Konunun meraklısı olarak şunu söyleyebilirim, Türkiye'de evet buttermilk, sour cream, corn syrup vs. yok veya mascarpone, frambuaz vs. varsa da pahalı ama ben çok da tariflerin bel kemiği olup, yerlerine mevcut muadillerinin kullanılmasının bir tarifi rezil edebileceğini düşünmüyorum,çünkü yanılmıyorsam önemli olan tarifin kimyasını tutturmak. Kabul belki tatta,kıvamda ufak farklılıklar olabilir ama olmadı bu, hadi çöpe dedirtmeyecek, ancak erbaının yani gerçek mascarpone'u vs'yi bilenlerin anlayacağı ayrıntılardır diye düşünüyorum. Bir de bilmeyince insan acaba? diye çok özeniyor. Bir ara Risotto yapmayı kafaya koydum ama tavsiye edilen tüm malzemeleri orjinal olarak zor bela bularak. Sonuç: evdekilerle aynı şeyi düşündüm, adına destanlar yazılıp, abartılmasına gerek yokmuş, Arborio pirinci bulmak için o kadar uğraşaağıma,kepçe kepçe su eklerken sürekli karıştıracağıma evdeki pirincin suyunu biraz fazla tutsamda olurmuş...
Neyse bu yazına verdiğin linke bir bakayım dedim rahmetli Arman Kırım'ın yazısıymış,içim buruldu. Bizim buradaki klasikleşmiş yemek yazılarından çok farklıydı onun yazdıkları...
Laf uzadı kesmek gerek Sevgiler Zinnur hem de yürekten.

3/23/2012 03:41:00 PM  
Blogger zinnur said...

Emine, tesekkur ederim. Bir tarifte bir muadil cogunlukla kabul edilebilir sonuclar veriyor, ama birden fazla olunca, emin olmak zor. Umarim dedigin gibi rezil olmayacak sonuclar cikar ortaya. Iyisi mi, mumkun oldugunca tarife sadik kalinmali.

Risotto beni de fazla etkilememisti dogrusu. Yalniz sef arkadasim pancarlisini yapmisti, iste o pembe guzel rengiyle, ozenle kurulmus bir Sevgililer gunu sofrasina yakisir bir pilav cesidi olmustu. Yazik ki tarifi alamadan yollarimiz ayrildi o arkadasla.

Arman Kirim'i ben de rahmetle andim o linki buldugumda.

Sevgiler ve guzel bir haftsonu dilegiyle...

3/24/2012 08:37:00 AM  

Post a Comment

<< Home