Gecen Haftanin Tatlilari

Yazacak o kadar cok sey birikti ki, nereden baslasam bilemiyorum. Soyle bir saydim; gectigimiz hafta icinde 8 cesit tatli yapmisim, adet olarak sayarsam daha da fazla. Bir kisminin tariflerini onceden sizinle paylasmistim, bir kismi ise yeni fakat malzemesi Turkiye'de bulunmayan cinsten tariflerdi. Aralarinda makaron gibi eski goz agrilarimla birlikte, cok bilinen Viyana klasikleri ve ne zamandir yapmak istedigim findikli sable kurabiyeleri de vardi. Once resimleriyle bir gecit yapsinlar onunuzde, sonra tariflerine de yer veririm.

Once cikolatali ve pikanli peykek var. Bunlardan 4 tane yaptim. Yukarda gordugunuz son yarim dilimin resmi. Bir de kestane ve beyaz cikolatali peykek vardi resimleyemedigim. Ondan da 4 tane yaparak, kestane purelerimi son torbasina kadar kullanmis oldum. Kestaneler busbutun ortadan kalkmadan bir daha pure yapar miyim acaba? Yapmam herhalde, zira fiatlarin en dusuk oldugu pencereyi kacirmis bulunuyoruz.

Bu kurabiyeleri Pierre Herme'nin Chocolate Desserts kitabinda gordugumden beri yapmak istiyordum. Boyle cetvelli olcumler gerektiren kurabiyeler benim cok hosuma gidiyor. Cilginlik mi bu sizce? Daha once bu cins baska bir kurabiye daha yapmistim; o da sable kurabiyesiydi. Hamurlarinin buzdolabinda birkac gun muhafaza edilebilmesi bu kurabiyelerin guzel bir ozelligi. Tabii daha uzun sure icin dondurmak da mumkun.

Kurabiyenin artan hamurundan ufak tart altlari yaptim. Hazirimizda bulunan bogurtlenler ve maskarponlu dolgu kremasi ile ufak meyvali tartlara donustuler. Tatli konusunda oldukca secici olan, ve oyle her yaptigima yuz vermeyen Mehmet bunlari pek begendi.

Sirada Mehmet'in sinifinin duzenledigi Viyana balosu icin Sacher torte ve Linzer torte var. Her ikisini de ilk defa yaptim, ve baloya gitmedigim icin tadamadim. Fakat geri bos gelen servis tabaklarindaki kiriklari tattigimi itiraf ediyorum. Linzer torte guzel bir tatliymis gercekten. Bir daha yapilmaga deger buldum kiriklarini. Ote yandan, Sacher torte neden bu kadar meshur, hala pek anlayabilmis degilim. Tabii aslini yemedigim icin, sadece tariflerine bakarak fikir yurutuyorum bu konuda. Yukardaki resimde gordugunuz gibi, istedigim kadar duzgun olmayan cikolatali glazuru kamufle etmek icin imdadima yine Kaliforniya'dan aldigim fistiklar yetisti. Bu goruntude bir pasta daha yapmistim, hatirlarsiniz belki.

Bu kadar cok tatli yapinca, ortaya yumurta aki cikmamasi epey zor. Sizi bilmem ama bizde artan yumurta aklari makaron yaparak degerlendiriliyor. Son bir kac makaron denememden agzim yandigi icin, sizlerden gelen yorumlar uzerine karantinaya almis oldugum bu makaron tarifini korka korka denedim. Fakat bu sefer de yuzumu guldurdu. Bununla beraber, bircok yabanci blogun bu tarifle iyi sonuc alamadigini da soylemeliyim. Benim farkli yaptigim, bir gun acikta beklettigim yumurta aklarini kullanmak ve hamura 1 1/2 yemek kasigi kurutulmus ahududu tozu eklemek oldu. Dolgusuna ise ahududu sosu kattim. Gercekten ahududu lezzetini tasiyan, ustelik katki maddesiz bir makaron yapabildigim icin memnunum. Tek hayal kirikligim, piserken makaronlarin canli pembe renklerinin solmasi oldu. Hatta kimisi, kenarlarindan beje donusmege baslamislardi. Bu cesit makaron icin ideal pisirme isisinin ve suresinin tespit edilmesi icin daha bir cok deneme yapmam lazim.

Sozunu etmek istedigim son tatli bu tepsi tatlisi. Ne zaman yapsam cok begenildi. Malzeme listesinde, Turkiye'de bulunmayan koyulastirilmis sut var. Eger onun yerine kullanilabilecek bir urun biliyorsaniz, tarifini sizlerle paylasmak isterim.